//-->

HAKKIN YOLCULARI

duakabulu

Yeni Sayfa 4

1- Düzgün bir imana, Ehli sünnet itikadına  sahip olmalıdır.

2- Farzları yapıp haramlardan, kul hakkından sakınmalıdır!

3- Kıymetli vakitlerde duā etmelidir

4- Kabūl edileceğine inanarak duā etmelidir.

5- Belā gelmeden önce ēok duā etmelidir.

6- Sebeplere yapışmalıdır

Yeni Sayfa 2
 
Duā'nın Kabulünün Şartları


 

1- Kazāya muvafık olmak, yani sünnetullaha uygun bulunmak,
2- O kimse hakkında duānın kabūlü hayırlı olmak,
3- İstenilen şey muhal olmamak.

Duānın kabūlü iēin ādābına ve şartlarına riāyet etmek lāzımdır. Bu şartların cümlesi mevcud olduğu bir durumda kabul olunma ciheti gālib ise de kabul olunması yine meşiyyet-i ilāhiyyeye bağlıdır. Bināenaleyh Allah, dilerse kabūl eder, dilemezse etmez. Fakat kul, ādābına riāyet ederek duāyı bırakmamalıdır.

Duānın kabūlünün āni olmasına kullar umūmiyyetle tahammül edemiyecekleri iēin istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi me'mūl olduğu gibi duāsı mikdarı o kimsenin üzerinden bir şerrin define sebeb olmak veyahud bilmediği bir cihetten duāsının eseri hāsıl olmak ihtimāline bināen duāya kabūl olunmadı nazariyle bakılmamalı ve "duām kabūl olunmuyor" denilmemelidir.

Allah Teālā Hazretleri icābet husūsunu, istimrāra; ya'ni geniş zamana delālet eden muzāri' sigasıyle beyan buyurmuşdur ki, bir zamanla mukayyed değildir, demektir. Kulun hakkında hayırlı olan bir zamanda kabūl eder.
 

Yine āyet-i celīle'de:

"Rabbiniz size: "Bana duā edin ki duānızı kabul edeyim" dedi. O kimseler ki bana kulluk etmeğe büyüklendiler; pek yakında zelil ve hakīr olarak cehenneme girerler." (1)

Duā, Cenāb-ı Hak'tan, insanların muhtaē oldukları şeyleri tazarru' ve niyāz ederek kemāl-i tevāzu' ile istirham edip istemeleridir. Kulların Allah'a olan ihtiyaēlarını arz eylemeleridir.

Duānın kabūlünün en mühim şartlarından biri de duā esnāsında Allah Zü'l-celāl Hazretlerinden gayri hiē bir şeye güvenmeyerek teveccüh-i tām ile ve kat'ī sūretde Hak Teāla Hazretlerine yönelmektir.
 

Duāda iki haslet aranır;

Birincisi: İzzet-i rubūbiyyeti bilmek,
İkincisi: Ubūdiyyetten olan zilleti idrāk edip Rab-binin himāyesine ilticā ve ihsanından müstefīd olmasını arzu eylemektir.

"Ey müşrikler! Sizin āciz ma'būdlarınız mı hayırlıdır, yoksa muztar olan kimse duā etdiğinde onun duāsına icābet eden ve istediğini veren ve o muztar kalan kimseye isābet eden kötülüğü kaldıran ve sizi yeryüzünün halīfeleri kılan Allah Teālā mı hayırlıdır? Allah'la beraber bunları īcād ve kullarının ihtiyācını def eden bir ma'būd var da ona mı ibādet edersiniz? Düşünceniz ne kadar az ve kısadır. Zīra Kadir'i bırakıp ācize ibādet edersiniz." (2)
 

Yāni, Ey müşrikler! Sizin Allah'a ortak koşduğu-nuz putlar mı hayırlıdır, yoksa musībetlerden bir musībete veya fakīrlik ve hastalık gibi derd ve elemlerden muztar kalıb halāsına ēāre arayan bir kimse duā etdiği zaman duāsını kabul edib musībeti āfiyyete ve fakrini ğınāya ve hastalığını sıhhate tebdīl etmekle sāhil-i selāmete ēıkaran Kaadir ve Kayyum mu hayırlıdır?

Elbette kullarının ihtiyācını def eden ve duāsını kabul edip istediğini veren Allah Teālā hazretleri bunlardan hiē birine kaadir olamayanlardan hayırlıdır. Binaenaleyh ma'būd bi'l-hakk O'dur. O'ndan gayri ibādete lāyık yoktur. Ve Allah Teālā Hazretleri size yeryüzünde tasarrufa kudret verendir. Dolayısıyla Zāt-i Ecell ü A'lāya ibādetiniz lāzımdır.

Allah'la beraber başka bir ma'būd var mı ki gayre ibādet edersiniz ve siz her ān arkası arkasına gelen ni'metlerin kimden geldiğini düşünmeniz gāyet az olduğundan Azīz ve Kavī Allah'ı bırakıp āciz ve zelīle ibādet edersiniz.
 


(1) Gāfir (Mü'min) Sūresi, 60.
(2) Neml Sūresi, 62
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol