haccin cesitleri
HACCIN ÇEŞİTLERİ
A) HÜKÜM BAKIMINDAN HAC
ÇEŞİTLERİ
Şer`î hüküm açısından hac farz, vâcip ve nâfile olmak üzere üç çeşittir. Belirli
şartları taşıyan yükümlünün ömründe bir defa haccetmesi farzdır. Yükümlü
olmadığı halde, haccetmeyi adayan kişinin bu adağını yerine getirmesi vâciptir.
Diğer nâfile ibadetlerde olduğu
gibi, başlandıktan sonra bozulan nâfile haccın kazâsı da vâcip olur. Farz ve
vâcip dışında yapılan hac ise nâfiledir. Hacla yükümlü olmayan çocukların
yaptıkları hac ile bir kimsenin birinciden sonra adama (nezir) dışında yapacağı
her hac nâfiledir.
B) YAPILIŞ ŞEKLİ BAKIMINDAN HAC ÇEŞİTLERİ
Yapılış biçimi (edâ) açısından ise hac, ifrad haccı, temettu` haccı ve kırân
haccı olmak üzere üç çeşittir.
Hac ve umre, her biri tek başına yapılabildiği gibi, aynı yılın hac ayları içinde, ikisi birbirine bağlı olarak da yapılabilir. Hac ayları içinde, hacdan önce umre yapıp yapmamaya, yapıldığı takdirde umre ve haccın ayrı veya aynı ihramla yapılma durumuna göre hac, ifrad haccı, temettu` haccı ve kırân haccı olmak üzere üç şekilde eda edilir.
a) İfrad Haccı
İfrad haccı umresiz yapılan hacdır. Sadece hac ibadeti yapıldığı için “umresiz
hac” anlamında olmak üzere bu ad verilmiştir. Hac ayları içinde, hacdan önce
umre yapmayıp, sadece hac niyetiyle ihrama girerek hac menâsikini eda edenler,
ifrad haccı yapmış olurlar. İster mîkat sınırı dışında ister içinde ikamet
etsin, herkes ifrad haccı yapabilir.
b) Temettu` Haccı
Temettu` “yararlanmak, istifade etmek? anlamına gelir. Aynı yılın hac aylarında
umre ayrı ihramla, hac ayrı ihramla yapıldığı zaman iki ihram arasında,
ihramsız, yani ihram yasaklarının bulunmadığı yasaksız bir zaman dilimi, umre
ile hac arasında hac yasaklarının söz konusu olmadığı serbest bir vakit
bulunduğu için bu ad verilmiştir.
Temettu` haccı aynı yılın hac ayları içinde, umre ve haccı
ayrı ayrı niyet ve ihramla yapmaktır. Hac ayları içinde umre yapıp ihramdan
çıktıktan sonra, aynı yıl hac için yeniden ihrama girip hac menâsikini de eda
eden uzak bölgelerden gelmiş hacılar temettu` haccı yapmış olurlar.
c) Kırân Haccı
Kırân haccı, her ikisine birlikte niyet edilerek aynı yılın hac ayları içinde
umre ve haccı bir ihramda birleştirmektir. Hac ve umre tek ihramla yapıldığı
için “birleştirmeli hac” anlamında bu adı almıştır. Umre ve hacca, ikisine
birden niyet edip umreyi yaptıktan sonra ihramdan çıkmadan, aynı ihramla hac
menâsikini de tamamlayan Âfâkýler “kırân haccı” yapmış olurlar.
d) Temettu` ve Kırân Haccının Şartları
1. Hacceden kişi Âfâký olmalıdır. Harem ve Hil bölgelerinde, mîkat sınırları
içinde ikamet edenlerin temettu` ve kırân haccı yapmaları câiz değildir. Hac
aylarından önce Mekke’ye gidip hac günlerine kadar orada kalan Âfâkýler de bu
konuda aynı hükme tâbidir. Bunlardan haccedecek olanların, o yıl hac ayları
girdikten sonra umre yapmamaları gerekir. Yaptıkları takdirde, isâet etmiş
olurlar; şükür kurbanı değil, ceza kurbanı keserler.
2. Umre ve hac, her ikisi aynı yılın hac aylarında yapılmalıdır. Şayet umre hac aylarından önce yapılmışsa veya umre tavafının en az dört şavtı, hac ayları henüz girmeden tamamlanmışsa yapılan hac temettu` veya kırân değil, ifrad haccı olur.
3. Hac aylarında yapılan umreden sonra “sahih ilmâm” olmamalıdır. Sahih ilmâm, Hanefîler’e göre, umre ile hac arasında herhangi bir sebeple memlekete dönmekle, Şâfiîler’e göre ise, mîkat sınırları dışına çıkmakla gerçekleşir. Umre ile hac arasında, Hanefîler’e göre memleketine giden; Şâfiîler’e göre ise mîkat sınırları dışına çıkan kimse, dönüşte tekrar umre yapmazsa, yaptığı hac temettu` değil, ifrad olur. Kırân haccında umreden sonra ihramdan çıkılmadığı için umre ile hac arasında ister mîkat dışına çıkılsın, ister memlekete veya başka bir yere gidilsin, kırân haccı ifrada dönüşmez.
Bu üç nevi hacdan hangisi yapılırsa yapılsın, hac farîzası eda edilmiş olur.
Bunların fazilet bakımından sıralanışı Hanefîler’e göre kırân, temettu`, ifrad; Mâlikîler’e göre ifrad, kırân, temettu`; Şâfiîler’e göre aynı yıl arkasından umre yapmak şartıyla ifrad, temettu`, kırân; Hanbelîler’e göre ise temettu`, ifrad, kırân şeklindedir. Bu görüş ayrılığının sebebi, Hz. Peygamber?in yaptığı haccın eda biçimine ilişkin rivayetlerin farklı olmasıdır.
Bu eda biçimlerinden hangisine göre yapılırsa yapılsın hac farîzası yerine gelmiş olur. Bütün ibadetler gibi hac ibadetinde de fazilet, o biçim veya bu biçimde yapılmasında değil, edasında gösterilen gayret, samimiyet, huzur, huşû ve ihlâs nisbetindedir.